Mersin, yalnızca şehir tarihine değil, Türkiye’nin hafızasına kazınacak bir projeye imza attı. UKADER öncülüğünde, Mersin Valiliği himayesinde başlatılan “Annenin Ayak İzleri Projesi”, annelerin sessiz kahramanlıklarını ve gelecek nesillere bıraktıkları değerleri tarihe kazıyor.
Fatma Çakar’ın vizyoner liderliğinde yürütülen proje, Mersin’den yükselen bir sesle dünyanın dört bir yanındaki kadınların mücadelesini görünür kılmaya hazırlanıyor. Her ayak izi bir hikâye…
Her hikâye geleceğe ekilen bir tohum…
Ve bu kez, o tohum tüm ülkenin kaderini değiştirecek kadar güçlü!
Her ayak izi bir hikâye…
Her hikâye geleceğe ekilen bir tohum…
Ve her anne, toplumun kaderini şekillendiren en değerli miras… Bu vizyon doğrultusunda başlatılan proje; İçişleri Bakanlığı desteği, Mersin Valiliği himayesi, İl Sivil Toplum Müdürlüğü koordinasyonu ve Mersin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Akdeniz Belediyesi iş birliğinde yürütülüyor.
Fatma Çakar: Bir Kadın, Bir Lider, Bir VizyonUKADER Başkanı Fatma Çakar, hem Mersin’de hem de uluslararası arenada kadın hakları, aile değerleri ve sosyal farkındalık projeleriyle tanınan güçlü bir isim. Çakar, proje hakkında yaptığı açıklamada, “Bir annenin ayak izi sadece kendi evlatlarının değil, bir milletin geleceğini değiştirir. Biz bu proje ile kadınların mücadelesini tarihe kazıyacağız” dedi.
Onun liderliğinde, “Annenin Ayak İzleri” yalnızca Mersin annelerinin hikâyelerini değil; Anadolu’nun dört bir yanındaki, hatta dünyanın farklı köşelerindeki kadınların hayat mücadelelerini, umutlarını ve başarılarını görünür kılacak.
Mersin’den Yükselen Bir İlham Çağrısı
İmza töreninde, Mersin Vali Yardımcısı Faik Arıcan ve Sivil Toplumla İlişkiler Müdüresi Aysun Cennet Kıldan projeye verdikleri güçlü destek için özel olarak teşekkür edildi. Bu adım, Mersin’in yalnızca bölgesel değil, ulusal ve uluslararası düzeyde de kadınların hikâyelerini dünyaya duyuracak bir merkez olma yolunda önemli bir eşik olarak değerlendiriliyor.
“Annenin Ayak İzleri Projesi”, gelecek nesillere ilham verecek gerçek hayat öykülerini kayıt altına alarak kültürel hafızayı güçlendirmeyi amaçlıyor. Her bir annenin hikâyesi, geleceğin inşasında bir tuğla, bir ışık ve bir yol gösterici olacak.
Çünkü bir annenin attığı her adım, sadece kendi yolunu değil; bir toplumun yarınlarını aydınlatır.